23 Ekim 2014 Perşembe

Çok mu sevmek yoksa çok mu sevmek? Kara Para Aşk

Türkiyede dizilerde bir olay çözülücekse tabiri caizse öldürmezde süründürler. Kara para aşkta ise hem öldürüyorlar hem süründürüyorlar. Hem bir yandan yeter artık diyorsun bir yandanda ee bu ortaya çıkarsa dizide başka nolucak diyorsun. 


Geçen sezon sonunda ortaya çıkan ve hepimize 'Yok Artık' dedirten olay hiç kuşkusuz temiz ve ahlaklı polis Hüseyinin katil çıkması birde üstelik Tayyar amcanın suç ortağı olmasıydı. Bu işlere nasıl ve neden bulaştı merak ediyorum. Eğer sadece paraysa bu pisliğin nedeni ağır üzülcem. Hüseyin eski soğuk kanlı günlerini bıraktı ve üzülüyor hallerine. Ben masumdum aslında falan ayakları yapıcak ama utanıyor azıcık. Birde o kötülüğünün hırsını Melikeden çıkarmıyor mu iyice sinir oluyorum. Melike çenesi düşük tipik ev kadını fazlası var eksiği yok. Napsın kadın sevgi mi görmüş kocasından. Kocası gitmiş sevgisini elin kadınlarına vermiş Melikeciğime kalmamış hiç. Tayyardan daha çok hüseyinin foyasının ortaya çıkmasını istiyorum. Çünkü kanatsız bir melek gibi görüyor herkes onu. 
Ömer herşeyi göze aldı bütün prensiplerini yok saydı ve Elife doğru koştu. Elifin koşulsuz sevgisini istedi ama Elifin sevgi anlayışında bi yeri yaparken diğer yeri yıkmak yok. Bu yüzden Sami amirin söylediklerini uyguladı ve Ömere sırtını döndü. Tabikide bu çekip gitmelerin uzun sürmeyeceğini biliyorduk ama adet yerini bulsun diye üzüldük. 

Müthiş bir planla öeteyi çökertip Tayyar Dündarı yakalamak istiyordu Ömer komiser. Ama hesap edemedikleri birşey vardı--> NilMet. Yani Metin ve Nilüferin arasındaki o anlaşılmaz bağ. Nilü metini dinledi ablasının çantasına böcek koydu ve sayesinde metin bütün planı öğrendi ve istediği fırsatı ona polis teşkilatı vermiş oldu. Metini hayatı boyunca annesinden başka kimse sevmemiş. Özellikle sevmesini istediği kişi yani babası hiç sevmemiş. (Nasıl sevmemiş olduğunu anlayamıyorum orası ayrıda) Zaten kendini çok akıllı zanneden Tayyar bey Merte gösterdiği sevginin yarısını Metine yani Fatihe göstermiş olsaydı dünyayı bile ele geçirirdi. Buda kadın zekası işte nerden bilicek bu erkekler. Tayyar farketmedi ama ipini öz oğlu bi güzel çekiverdi. Can çekişiyor olması bu işin sonunu değiştirmicek bence. Ömerin dediği gibi bi kerede iyiler kazansın be. Metin çok ince yazılmış bir planla Ömeri Tayyara götürdü bence babasının oğlu olduğunu kanıtladı.


Zavallı Ömer işler ne zaman ters gitse hep uzaklara bakıyor ve bu adamın nasıl kendinden bi adım önde gittiğini anlamaya çalışıyor. Sağına soluna en fazla bi arkasına baksa görücek ordaki hain abiyi ama işte bunlar hep çok sevmekten. 
Şahsen ben bu Sami amirinde bu işin içinde olduğunu düşünmüştüm bir ara. Artık kimseye güvenemiyoruz sonuçta bu dizide. Yanıldım galiba. Çünkü Sami bey canla başla bu olayı çözmeye çalışıyor. Çok profesyonel olduğu için bize garip geldi sanırım bu tavırları. Adam hiçbirşeyden etkilenmiyor. Olaya focuslanmış başka birşeyi görmüyor gözü. Eve yerede uğramıyor gibi. Bu bölüm yaptığı en şık hareket Ömeri ipten alması ve birde üstelik kendi yanına aldırması oldu. Sevgili amirim çok iyi oldu çünkü o paragöz Ali ile pek iyi abisi harcıyorlardı Ömerimizi. 
Dizinin başından beri hiç sevmediğim ve hatta Tayyardan bile kötü dediğim Baharı artık seviyorum. Daha doğrusu ona acıyorumda diyebiliriz. Baharda aynı Metin gibi hırslarıyla büyümüş kötü olmaktan başka bir şansı hiç olmamış. Kendi hırsları yüzündende sevdiği adamı en yakın arkadaşına kaptırdı. Allahtan Elifin öyle bir niyeti yok. Umarım Bahar bir an önce hatalarını düzeltir ve asıl gerçeği yani Elifin ona duyduğu saf sevgiyi görebilir. 
Bu dizinin en saf iki karakterini açıklıyorum; Levent bey ve tatlış Aslıcım. 

Levent herşeyden habersiz ve hiçbir şeyden şüphelenmeden hedefe kitlenmiş bir şekilde sadece Elifi seviyor. Haline durumuna bakmadan birde Ömeri kıskanıyor. Sen nere Komiser nere Leventcim ya. Zaten senin adınıda hiç sevmiyorum ama bu saf hallerine bayılıyorum. Sen devam devam. 
Aslı herşeyi öğrendi geçen bölümde ve kafasında şimşekler çakmaya başladı. Olanları hatırlamasına az kaldı gibi. Aslı çocuk gibi bir kafayla yaşadığı için kötü olayların etkisinde çok fazla kalamıyor o yüzdende kafası kötü şeylerede çalışmıyor. İyi kalmış nadir kişilerden biri olduğu için kalbimiz birde Aslının bile isteye kötü olmasını kaldıramaz. Pembiş gözlükleriyle sonsuza kadar mutlu yaşamalı tatlış Aslıcım. 

Son bölümde yine salak mısın Nilüfeeer diye kendimi televizyona bağırırken buldum. 21 bölümdür bıktık artık senin saflıklarından. İyi niyetli saf cici kız olmakta bir yere kadar. 'Sadece ben üzülüyorum sandım'. Evet Nilüfercim dünya senin etrafında dönüyorduda biz bilemedik işte. Metinin Elife olan sürprizini gördükten sonra jetonları düşen Nilüfer bence Elifin ayaklarına kapanmalıydı bunu haketmişti. Ablası onu kurtarmak için ne pisliklere battı ama nilüş bunları görmemezlikten geldi bizi kanser etti. Neyse affedicez artık bizde Elif gibi. 
Metin Nilüfere ya gelirsin ya kaçırırım dediğinde bir an nilüfer gerçekten gidicek sandım. Yapabilirdi çünkü o Nilüferdi. Ablasına gitti ve sevdiği adamı kendi elleriyle polise teslim etmiş oldu bi nebze. Üzüldük üzülmedik diyemeyiz ama Metinde çok etti be. 
Başından beri söylüyorum Fatih bu dizinin en temiz isimlerinden birisi aslında. Ama keşke kendini kanıtlamak sevdirmek için böyle bir yola girmeseydi. Son sahnede bir parkta Nilüfer sevdiği adama ihanet etmeye hazırlanırken Ömer büyük zaferine koşmaya hazırlanıyordu ve Elifte hem sevdiği adamı hemde ailesini temize çekmek için elinden gelen herşeyi yapmaya çalışıyordu.  Ve en acı olan ise Metinin artık Fatih olmuş olması ve içindeki o karanlık adamı çıkarmış olmasıydı. Siyah kıyafetlerini çıkarıp aynı Mert gibi istediği gibi giyinmişti ve özgür hayatına doğru koşuyordu. Unuttuğu şey ise bu hayatta en büyük kazığı en sevdiklerin atar sevgili Fatih Dündar. 

Haftaya mutlu olaylarla görüşmek dileği ile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder